23 Ağustos 2013 Cuma

Marka

Dalkavuk ve Şakir
-Kardeş eleman lazım,en son gelen çocuklar işi bıraktı.Var mı senin bildiğin birisi?
-Panpa inan bilmiyorum..Yinede bakayım.
Ve adaylardan birisi çağırılır.Gelen kişi aydem isminin büyüklüğü ve işe yeni girmenin getirdiği şevkle işyerine gelir.Gördükleri göreceklerinin yansıması gibidir,uyduruk şirketin düzensizliği gözünden kaçmaz cengaverin.Yıkık dökük masanın üzerindeki tozlanmış bilgisayar ve dünden kalmış çayın bardaktaki hali beynine kazınmıştır.Derken kalın bir ses seslenir,
Dalkavuk:Adın ne senin?
Eleman:Şakir ağabey...
Dalkavuk:Bak koçum bunun ismi endeksör,bu makina senin..5000'tl lik seneti imzala,bu tişörtü giy,yap denileni yap ötesini karışma.
Eleman:Tamam ağabey..
Gelen kişinin ne cv'si hazırlanıpta gelmiştir,ne de bir ön araştırma yapılmıştır.
Markalaşmanın Önemi
Aydem markalaşmaya önem veriyor ki trafolara,binalara dağa taşa aydem ismini koyu turuncu bir şekilde insanların gözüne sokuyor.Kapitalist pencereden baktığımızda bu gayet normal.Çünkü markalaşma; zamana ayak uydurarak farklılaşabilmek,sektör içerisinde kendisinden bahsedilir olmak,rekabeti canlı tutabilmenin ve ayakta kalmanın yolu markalaşabilmekten geçer.
Buraya bir mim koyalım..
Şakir ve Abone(Müşteri)
Rutin yorucu geçmekte olan iş temposu Şakir'i fiziksel olarak baya bir hırpalamıştır.Şakir yorgundur,mutsuzdur ama çalışmak zorunda olduğunu bilir.Düzensiz verilen maaşlara güvenemeyen Şakir temel gereksinim olan yeme içme ihtiyacını bile gözden geçirmektedir.Şakir'in ayakkabısnın altı deliktir,cebinde parası yoktur,ama onurlu bir karaktere sahiptir..Abonelerle bir çok diyaloğa girer bir çoğuna cevap veremez çünkü bu konu hakkında bilgilendirilmemiştir.
Abone:Ya bişey soracağım,yeni abonelik için neler gerekli?
El cevap:Vallahi usta bilmiyorum,
Abone bu cevap karşısında şaşırmamıştır.Delikanlı ter kokmakta,midesinden garip sesler gelmekte idi.Derken konuyu değiştirerek;
Abone:Elektriğe zam geldi galiba kaç para oldu elektriğin tonu?
El cevap:Ağabey dairedekiler bilir biz şirket çalışanıyık..
Abone dayanamaz bu duruma artık ve acımalı bir tebessümle yemeğe davet eder delikanlıyı.Şakir aç ve susuz olmasına rağmen blöf yapar.
Şakir:Yemek olayını hallettim ben sağol usta..
Abone:Ne kadar ücret alıyorsun sorması ayıp?
Şakir:Asgari ücret ağabey onuda zamanında vermiyorlar..
Abone:Vay anasını sevdimin çocukları..
Abone olan bitene şaşırmış gibi yapsa da o da ülke geçeklerinin farkındaydı.Abonenin zihnindeki büyülü Aydem algısı bir anda nefrete dönüşmüştü.
Analiz.
Sayaç okuma herşeyden önce müşteri odaklı şirketin asli bir unsurudur.Çalışanları sıradan hale getirmek Aydem markasına ciddi zarar vermektedir.Sorun emekçide değildir.Bu hale getiren sorunlu anlayıştadır.Zihinlerde kalıplaşmış ve kökleşmiş taşeron algısına doğru teşhis edilmediği takdirde bu kısır döngü her zaman devam edecektir.
Yukarıda yazılan hikayeler gerçektir.Bu trajedi hemen hemen hergün devam etmektedir.